Plovdiv: Avrupa’nın En Eski Şehri
Avrupa'nın kadim mirasıyla bilinen ve en güzel ve en eski şehirlerinden olan eski adı Filibe olarak bilinen Plovdiv bunların başında gelen tarihi bir mirastır.

Avrupa’nın En Eski Şehri Plovdiv’in Hikayesi
Avrupa Kültür Başkenti, kökenleri MÖ 4. binyıla kadar uzanan, çoğu şehirden çok daha uzun bir geçmişe sahip. olan Filibe/ Plovdiv The Telegraph’a göre, bu uzun ve karmaşık geçmişi ile Avrupa’nın en eski sürekli yerleşim yeri olarak kabul ediliyor.
Plovdiv, Roma, Atina, Paris ve Lizbon gibi şehirlere akın eden ziyaretçilerin pek önceliği olmadığından genellikle göz ardı edilir. Ancak Bulgaristan’ın ikinci büyük şehri olan Plovdiv büyüleyici bir tarihe sahip olup ardı ardına gelen istilacılar, Plovdiv’in manzarasında, mimarisinde ve kültüründe iz bırakmıştır.

Günümüzde “yedi tepenin şehri” olarak bilinen Plovdiv ya da eski adıyla Filibe, Meriç Nehri kıyısında verimli bir noktada yer almaktadır. Şehrin en eski kısmı, şehrin ilk sakinleri için etkili bir doğal savunma yapısı oluşturan üç alçak tepenin etrafında yoğunlaşmıştır.
The Telegraph’a göre, Nebet Tepe’nin merkez tepesinde MÖ 6000 yılına kadar uzanan Neolitik mezar alanları ve kalıntıları bulundu. Ancak, bölgenin ilk büyük yerleşiminin MÖ 4000 civarında Kalkolitik dönemde gerçekleştiği anlaşılıyor.
Bu döneme ait önemli buluntular arasında mezar höyükleri ve mezarlar, aletler, ritüel eserleri ve günlük yaşamda kullanılan eşyalar yer almaktadır. Arkeologlar, yerleşimin o zamandan beri yerleşim yeri olarak kullanıldığına inanmaktadır.
Nebet Tepe, The Telegraph göre yiyecek ve verimli topraklara erişim sağlamasının yanı sıra, potansiyel istilacıları gözetlemek için bir gözetleme noktası sunması nedeniyle yerleşim için mükemmel bir yer olduğunu kanıtlamış.
Yerleşim kısa sürede komşu iki tepeye yayıldı ve MÖ 2. ve 3. binyıllarda önemli bir Trakya şehri haline geldi.
MÖ 1. binyılda Filibe önemli siyasi çalkantılar yaşadı. Kısa bir süre Ahameniş İmparatoru Büyük Darius’un nominal vasalı olarak Pers İmparatorluğu’na katıldı ve daha sonra Trak kabilelerinden oluşan bir konfederasyon olan Odris Krallığı’nın bir parçası oldu.
Ancak MÖ 342’de Batı’dan gelen yeni bir güç Filibe tarihinin akışını değiştirdi.
Büyük İskender’in babası ve kendi başına güçlü bir siyasi güç olan Makedonya Kralı II. Filip, Trakya Krallığı’nı işgal ederek Odris hükümdarlarını devirdi ve uzun yıllar sürecek bir çatışmaya yol açtı.
Şehir, MÖ 72’de Romalıların gelişine kadar Makedonlar ve Traklar arasında el değiştirmeye devam etti.

Trakya’ya sefere giderken Filibe halkı kendisine yardımcı olduğu için o da minnetini buraya tarihi bir şehir kurarak göstermiştir.
Bu yüzden de ismi Filibe olarak anılmış. Daha sonra ise Bulgaristan halkı bu şehrin ismini Plovdiv olarak değiştirmiş. Günümüzde ise herkes Filibe denildiğinde de Plovdiv denildiğinde de burayı çok net bilir.
1. Murat dönemine kadar bu kentte birçok medeniyet hüküm sürmüştür. Bunlar Roma, Bizans, Bulgar Prensliği olarak biliniyor. 1. Murat ile beraber bu coğrafyanın Türkleştirilmesi çalışmaları başlatılmış ve buraya Anadolu’dan getirilen halk yerleştirilmiştir.
14. yüzyıldan kalma birbirinden güzel tarihi yapılar bu anlamda gezilecek yerler içerisinde gösterilir ve Osmanlı izlerini inceleyerek o döneme de yolculuk yapmak mümkündür.
Romalılar, Filibe’nin adını Trimontium, yani “üç tepenin şehri” olarak değiştirdiler ve iddialı bir inşaat programı başlattılar.
Roma İmparatorluğu’nun doğusu ve batısı arasında önemli bir kavşak noktasında bulunan Trimontium, önemli bir imparatorluk himayesinden yararlandı ve bu dönemde inşa edilen gösterişli kamu binalarının çoğu bugün hala Filibe’nin eski şehrinde görülebilir.
Muhteşem amfitiyatro hala açık hava konserleri için bir alan sağlarken, stadyumu, hamamları, sokakları ve mozaiklerle süslenmiş binaları da görmek mümkündür.
Filibe’nin kadim geçmişi, kültürel bir gelişmenin öyküsüdür. Doğu ile Batı’nın kesiştiği noktadaki konumu, onu önemli bir ticaret merkezi haline getirmiş ve kültürünü, mimarisini ve kimliğini çeşitli etkiler şekillendirmiştir.

Ancak aynı zamanda stratejik bir askeri merkez olması, her zaman işgal hedefi olduğu anlamına geliyordu.
Romalıların ardından şehir Gotlar tarafından yağmalandı, Doğu Roma İmparatorluğu’na yeniden dahil edildi, Birinci Bulgar İmparatorluğu tarafından ele geçirildi.
Haçlılar ve ardından Latin İmparatorluğu tarafından fethedildi ve en sonunda Osmanlılar tarafından ilhak edildi.
1885’te Bulgaristan’ın birleşme sürecinde önemli bir rol oynadı ve The Telegraph‘a göre, şu anda Bulgaristan’ın kültür başkenti ve ikinci büyük şehri olarak gururlu bir yere sahip.
Yine de, her fetih gücü şehre kendi izini bıraktı. Roma anıtları, Bizans manastırları, Osmanlı camileri ve hamamları ve güzelce boyanmış geleneksel Balkan evleri, Eski Kent’in üç tepesinde yer kapmak için yarışıyor.
2019 Avrupa Kültür Başkenti olan Filibe, nihayet bu kıtanın en önemli antik yerlerinden biri olarak uluslararası alanda tanınıyor.
Plovdiv‘de 700 bine yaklaşan nüfusu içerisinde çok sayıda Osmanlı Türkü yaşamaktadır.
